2 Kasım 2013 Cumartesi

Biz Türkler ve Çalışma(ma)k


Selam Millet

Blogdaki ikinci yazıma geldi sıra, yani asıl konulara, anlatmak istediğim noktalara başlamanın zamanı geldi.

İlk yazıda bahsetmiştim bir öğretmenim ve dertlerim var, sorunlarım, takıntılarım var burada bunları paylaşacağım, belki okuyan, ibret alan bir iki kişi olur veya yanlışsam yanlışımı düzelten bir iki kişi olur da dünyada "bir kelebeğin kanat çırpışı" kadar dahi olsa bir etki oluşturabiliriz.

Öğretmen olarak öğrencilerimi değerlendirdiğimde küçüğünden büyüğüne en genel sorunumuz çalışmak. Evet ne yazık ki Türk öğrenci kültüründe çalışmak diye bir kelimenin varlığından pek de haberdar değiliz. Hayatımızda çalışmayı bir yük, bir zorluk olarak görüyoruz. İstisnalar tabiki vardır ancak öğrencilerin %95'inin amacı az çalışıp, çok başarı, yüksek not, iyi üniversite, güzel bir kız-erkek arkadaş ve tabiki çok para kazanabilmek. Gelin görün ki iş hiç bilindiği gibi değil.

Önce koltuğunuza oturun ve sizce en başarılı insan kim, bir düşünün, alanı fark etmez, futbol, siyaset, din, sanat, bilim. Kimin yerinde olmak isterdiniz diye de düşünebilirsiniz, kim olmak isterdiniz yani. Küçük yaştan veri tutkuyla bağlı olduğu futboldan deli dehşet paralar kazanan bir José Mourinho olmak ister misiniz örneğin? Kim istemez o parayı kazanmayı değil mi? Peki bu adam haftada kaç antrenmana çıkıyor hiç düşündünüz mü? Günün kaç saatini bir avm'de gezerek harcayabiliyor? Bakın bu kariyeri elde etmek için feda ettiği şeyleri, gençlik yıllarını, futbolcu iken başarısız olup yılmadan çalışıp futbol kariyerine teknik adam olarak devam etme çabasından bahsetmiyorum bile. Peki sizin hayalinizde nasıl bir Mourinho var, çok düşünmeye gerek yok siz öyle her gün çalışan bir Mourinho olmak istemiyorsunuz, siz o parayı almak fakat koltuğunuzda oturmak istiyorsunuz.

Evet aranızda bazılarınızın şunu dediğini duyuyorum; "hocam bize o parayı verin biz de o kadar çalışırız". Bakın çok çalışırsanız o parayı kazanacak bir iş bulacağınızı garanti edemem, ama çalışmazsanız maksimum asgari ücretli bir işte çalışacaksınız bunu garanti edebilirim.

Burada işin ikinci kısmı devreye giriyor; herşey para mı? Tabiki değil, çok şey para ama her şey para değil. Gelecekte yapacağınız mesleği düşündüğümüz zaman para dışında size mutluluk sağlayacak şey manevi tatmindir. Peki şapkanızı önünüze koyup düşünün mesleğinde başarısız biri sahip olduğu meslekten manevi tatmin alabilir mi? Peki başarı için çalışmak şart mı? Çalışmadan başarılı olunmuyor mu yani o kadar mı imkansız; evet o kadar imkansız.

Gözümüzü açıp dünyadaki gerçekleri görelim artık; Newton başına elma düştüğü için bilim adamı olmadı, bilim adamı olduğu için düşen elmadan bir yasa çıkardı. Okuldan atılıp daha sonra bilim adamı, iş adamı, zengin olan insanlar internet kafede pes oynarken, forum çamlıkta alışveriş yaparken o başarıları elde etmediler, çalıştılar, çok çalıştılar.

Zor değil bakın, internet elinizin altında girin istediğiniz başarılı kişinin hayatını araştırın göreceksiniz ki tamamının ortak yanı çok çalışıyor olmaları, daha doğrusu çalışmayı bir sorun olarak görmüyor olmalarıdır. Eğer başarılı olmak, yaptığınız işten maddi manevi tatmin almak istiyorsanız o iş üzerine çalışmak, kendinizi geliştirmek zorundasınız. Eğer öğrenciyseniz öğrenci olma işinizi en mükemmel yapmaya çalışacaksınız, mimarsanız mimarlığınızı, doktorsanız doktorluğunuzu en mükemmel şekilde yapmaya çalışacaksınız.

Çalışıp çalışmadığınız konusunda çok basit bir otokontrol mekanizması var; eğer çevrenizde sevdiğiniz insanlar arasında -1 kişi dahi olsa- çalışmanızdan memnun olmayan biri varsa yeterince çalışmıyorsunuzdur. Bu kişilerin sayısı ne kadar çoksa bu sizin o kadar az çalıştığınız, yetersiz çalıştığınız anlamına gelir. Düşünün bi, size çalış diyen, anneniz, babanız, öğretmeniniz, abiniz, her kimse psikolojik sorunları olan insanlar mı? Yani hayatlarındaki tek eğlence sizi bulup hadi çalış demek mi sizce? Nasıl hayal ediyorsunuz bizi Allah aşkına akşam eve geldiğimizde o gün kızdığımız çalışmasını beğenmediğimiz öğrencilerin listesini çıkarıp onlara bakıp, ohhh be ne de güzel yaptım dediğimizi mi? Arkadaşlar gerçekleri görün artık; sizi seven hiç kimse sırf kendi zevkinden dolayı size çalış demiyor, siz kendi kendinizi kandırdığınız için size çalış diyor. Eğer siz kendi kendinizi kandırmaz, yeterince çalışırsanız, çalışmanın hayatın bir parçası olması gerekliliğini kabullenirseniz göreceksiniz ki çevrenizdeki hiç kimse size çalış demeyecek.

Doğrudur; çalışmak her zaman başarı getirmeyebilir, şansta önemli bir faktördür, ama çalışmamak daima başarısızlığın garantörüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder